bahar bebek, ben seni çok sevdim, sen 3. katın balkonundan düşüp öldün
sen bebektin, ben de bebekten iki adım sonra
sonra hep düşmeye devam ettin sen
ben hiç düşemedim
sen düştün, ben tuttum; sen düştün, ben tuttum...
kendimi unuttum
seni de unut(muş)tum
neredesin, ne alemdesin?
kırmızı kart
kırmızı bi kart işte
Wednesday, June 01, 2011
Tuesday, July 06, 2010
2 mit 1 insan
Bir mitin sonu daha. Hatta geçen sene bir başka mit de gerçekleşip sonlanmıştı. 2 yılda 3 mit. Hiç de fena sayılmaz insan hayatında?
neden bunca sayıyla konuştum ki :) alışkanlık? obsesiflik?
neyse ne, yemişim
neden yemişim? yukardaki fotoya bakınca böyle diyesim geliyor :)
tanıştırayım
Bedir Ziya Yeşil
Önce bi yadırgadım, tedirgin ve huzursuz oldum, kendimi kötü hissettim.
Ama şimdi yavaş yavaş ısınıyoruz, tanışıyoruz, konuşuyoruz, bir de gün batarken Koru Dağı'ndan Saroz Körfezi'ne doğru inersek birlikte . . .
O zaman başka bi güzel olacak
Hoşgeldin Ziya, güle güle hayatımın bir başka miti
Friday, December 12, 2008
lovely
I thanked for the lovely evening and the budapest tour to my colleagues and started to pack.
It is now much much better I suppose
It is now much much better I suppose
Thursday, December 11, 2008
Bu da peşte be!!!
Bir mitin sonu!
Kolay olmadi, kim ne derse desin.
Boyum mu uzadı? Sanmam.
Olsa olsa içe doğru genişlemiş olabilirim. O yüzden acıyo. Çoğusu da görmüyo tabi doğal olarak.
Başka basit bi ifadeyle ansikiyeteuu bozuğuyum ben :) Nerde benim terapistim ?
Şimdi bekle ki burdaki "öğrenme"lerim içime işlesin. Vay babam vay.
İnsan kendini yeniden korkarak, üzülerek, acıtarak, kaygılanarak korurmuş.
Hay ben ..ına koim öyle insanın.
Kolay olmadi, kim ne derse desin.
Boyum mu uzadı? Sanmam.
Olsa olsa içe doğru genişlemiş olabilirim. O yüzden acıyo. Çoğusu da görmüyo tabi doğal olarak.
Başka basit bi ifadeyle ansikiyeteuu bozuğuyum ben :) Nerde benim terapistim ?
Şimdi bekle ki burdaki "öğrenme"lerim içime işlesin. Vay babam vay.
İnsan kendini yeniden korkarak, üzülerek, acıtarak, kaygılanarak korurmuş.
Hay ben ..ına koim öyle insanın.
Tuesday, June 03, 2008
Tuesday, January 29, 2008
Yalın

Hanımlar, beyler;
İmgelemler Dünyası’na hoş geldiniz!
Buradayken sözcüklere, dile ihtiyaç duymayacaksınız. Duysanız dahi kullanmayacaksınız. İmgelemleriniz sizi dilin olmadığı bir boyutta karşılayacak. Tabii siz onları karşılayabilirseniz. İmgelemleriniz vasıtasıyla öyle deneyimler yaşayacaksınız ki... Sadece yaşanabilen ve asla anlatılamayacak olan. İşte bu deneyimler bedeninizle ruhunuzun birbirine en yakın olabildiği anlardan oluşacak. Dolayısıyla kendinize hiç olmadığınız kadar yakın olacaksınız.
İmgelemlerinizle seyahat ederek ilişki kurabilirsiniz. Seyahat edebilmeniz için onları kabul edebilmeli ve sizi sarmalarına izin verebilmelisiniz. Bir imgelem size ne kadar yabancı gelse de unutmayın ki o sizin; o sizsiniz.
Burası, gerçekten ne yaşamak üzereyseniz onu yaşamak için kendinize izin vereceğiniz yer. Korunmak için farkında olmadan sıkı sıkıya bağlandığınız ve tuttuğunuz şeyleri bıraktığınızda neler olacağını görebileceğiniz yer. Burada, her şey, her yer birbirine korkunç derecede yakın ve aynı zamanda ayırt edebileceğiniz kadar da uzak. Burası, her şeyi yapabileceğiniz kadar özgür ve güçlü olacağınız yer. Her şeyden sorumlu olabileceğiniz kadar özgür ve güç yer. Yalnız ve yalınız diyebileceğiniz yer. Uykudan daha dinlendirici, uyanıklıktan daha yorucu yer.
Zamanın kendini yok ettiği yer.
İstediğiniz soru(n)dan başlayabilirsiniz.
Monday, November 05, 2007
Vital

Subscribe to:
Posts (Atom)